Rahim (uterus) miyomları, rahmin kas tabakasından gelişen, özellikle üreme çağında görülen ve hemen her zaman iyi huylu olan kitleleridir.

Sayıları ve boyutları çok değişken olabilir. Gözle görülemeyecek kadar küçük olabildiği gibi, bütün karnı doldurabilen büyüklüğe kadar ulaşanlar da olabilir.

Kadınlar arasında ortalama %30’luk oranda tanı konabilirken, otopsi çalışmalarında bu oran %70’lere çıkabilir.

Miyoma bağlı şikâyetler, miyomun yeri, büyüklüğü ve sayısına göre değişebilir:

 Fazla miktarda adet kanaması (menoraji)

 Uzun süren adet kanaması

 Kasıkta bası hissi veya ağrı

 Sık sık idrara çıkma

 İdrarı boşaltmada zorluk

 Kabızlık

 Bel ağrısı veya bacak ağrısı

 Ani başlayan karın ağrısı (miyomdaki beslenme bozukluğuna bağlı)

 İnfertilite-kısırlık (çocuk sahibi olamama)

 Halsizlik, yorgunluk, uykusuzluk, depresyon (kan kaybı ve kansızlığa bağlı)

Miyomların kesin sebebi bilinmemekle birlikte, yapılan çalışmalara göre aşağıdaki durumlar miyom oluşumuna katkı sağlamaktadır:

 Genetik değişiklikler: rahim kas tabakasındaki genetik bozulma

 Hormonlar: Östrojen ve progesteron hormonları arasındaki dengesizlik ve östrojenin hakim olduğu durumlar

 Kan şekeri yüksekliği, beslenme bozukluğu, IGF gibi maddelerin yüksekliği

 Rahimde bağ dokusundaki değişiklikler (ECM)

 Irk: Siyahi ırklar

 Ailesel yatkınlık

 Obezite

 Erken yaşta adet görme

 Vitamin D eksikliği

 Yağ ve kırmızı et ağırlıklı, yeşillikten fakir beslenme

 Alkol kullanımı (bira dâhil)…

 Aşırı kanama sonucu ağır anemi-kansızlık

 Gebe kalmada zorluk, infertilite-kısırlık

 Gebelikte plasentanın (eş) erken ayrılması, fetal gelişim geriliği, erken doğum eylemi…

 Sağlıklı beslenme (antiinflamatuvar, östrojen dominansının azaltan diyet)

 İdeal vücut ağırlığını koruma

 Sentetik hormon kullanımını azaltma, gereğinde hekim önerisi ile kullanma

 Stresi yönetebilme…

Rahmin alınmadığı her durumda ve her tedavi şeklinde miyomlar tekrar edebilir. Çünkü medikal tedaviler bırakıldığı an etkisi kaybolur. Cerrahi tedaviler yani ameliyatlarda ise sadece gözle görülebilen miyomlar çıkartılır, (özellikle kapalı ameliyatlarda) bu sebeple çok küçük boyuttakiler daha sonra büyüyebilir, özellikle üreme çağında tekrar daha sık görülür.

Gebelikte miyomlar çoğu zaman sorun olmazken bazen yerleşim yerine göre problem çıkarabilir. Örneğin rahim içi yerleşimli bazı miyomlar hem gebe kalmakta hem de

gebeliği devam ettirmekte sıkıntı çıkarabilir ve nadiren düşüğe yol açabilir. Yine rahmin çıkış kısmında veya rahim ağzında yerleşimli büyük çaplı miyomlar doğum

kanalını daraltarak vajinal doğumu zorlaştırabilir ve sezaryen gerektirebilir. Rahim duvarında yer alan özellikle büyük çaplı miyomlar rahim büyümesinin hızlandığı

özellikle ikinci 3 aylık dönemde ağrı ve erken doğum eylemine yol açabilir. Rahim duvarı dışında yer alan büyük çaplı miyomlar gebeliğin son aylarında anne adayına

rahatsızlık verebilir. Miyomlar için ameliyat kararı ancak takip eden hekimin tıbbi önerisi ile yapılabilir.

Doğum esnasında sezaryende aynı zamanda miyomun da alınması ameliyat süresini uzatır, kan kaybını artırır, kansızlığı artırır, hastanede yatış süresini uzatır. Ancak elbette başarılı bir operasyon olduğu takdirde doğum sonrası ikinci bir ameliyata gerek kalmaz. Bu karar gebe ve ailesi ile detaylı bir şekilde görüşüldükten sonra hekim tarafından verilmelidir.

Miyomlar kadında kronik enflamasyona (yangıya) yol açan faktörler sonucunda oluşan östrojen dominansı (hakimiyeti) ile meydana gelir. Kliniğimizde miyomların temel kök sebeplerinin ortadan kaldırılması veya en azından kontrol altına alınması hedeflenir bu amaçla integratif öykü ve detaylı jinekolojik muayene sonrası fonksiyonel tetkikler istenir. Bütün verilerin analizi sonrasında, şikayete bağlı olarak miyomlara hem modern (cerrahi veya tıbbi-medikal) hem de alternatif-geleneksel yöntemleri içeren metodları kapsayabilen tedavi ve takip planı çıkartılır.

İçerik Güncelleme Tarihi : 13.05.2023